Sivrihisar, Eskişehir‘in en büyük ilçesidir. Nasreddin Hoca, Yunus Emre, Aziz Mahmut Hüdai, Hızır Bey gibi çok önemli Türk büyüklerinin bu ilçeden çıktığı iddia edilmektedir. Ankara‘ya 120 kilometre Eskişehir‘e 90 kilometre uzaklıktadır. 1926’dan önce Ankara’ya bağlı bir ilçeydi.
Sivrihisar 1289 tarihinde Osmanlı hakimiyeti altına girdi. Bir müddet sonra, Osman Bey Sivrihisar’la birlikte bütün Eskişehir çevresinin idaresini kardeşi Gündüz Bey’e vermiştir.
1650 senesinden kalan tarihi Surp Yerrortutyun Ermeni Kilisesi bugün restore edildi.
Hristiyanlığın yayılışına kadar, dini inanışın temeli olan ve yeryüzündeki bütün varlıkların doğurucusu olarak bilinen ulu ana tanrıça Kibele’nin büyük tapınağı Sivrihisar sınırları içerisinde. Geçmişi M.Ö 3500’lere dayanıyor. Ana Tanrıça, şehir ilkbahara girerken, büyük tapınağı ziyarete gelenlerle birlikte diz çökerek ve kollarını açarak Arayit Dağı arkasından sabahın ilk ışıklarını beklermiş. İlkbaharda bitkilerin yeni baştan canlanışı kutlanır ve vahşi musikinin kışkırtıcı ezgileri duyulurmuş.
Pessinus’u ortaya çıkarmak için ilk kazı çalışmaları 1967 yılında yapılmaya başlandı. Çalışmaları Belçika’dan Gant Üniversitesi yürütüyor. Mabet, tiyatro, çarşı, nemropol, mermer su kanalları ve bir kısım bina temelleri ortaya çıkarılmış. Helenistik ve Roma çağına ait olan bu yapılardan yalnızca mabet kalıntıları Frig uygarlığına kadar uzanıyor.
Eti ve Frig uygarlıkların yanı sıra Roma, Bizans ve Anadolu Selçuklu gibi önemli uygarlıklara da ev sahipliği yapan Sivrihisar’da, bu dönemlere ait kalıntılar da var.
İlçedeki en önemli eserlerden biri, şehir merkezindeki Ulu Cami. 1275 yılında Mevlana’nın müritlerinden Eminiddin-i Mikail tarafından yaptırılan yapı, Anadolu’nun en büyük ahşap direkli camilerinden. Çatısını 67 adet ağaç sütun tutuyor. Çeşitli geometrik şekillerin ahenkli bir birleşiminden oluşan minberi ise şaheser sanat eseri olarak nitelendiriliyor.
Ulu Cami’nin kuzeyine düşen ve 1327 – 1328 yılları arasında Melik Şah tarafından, kardeşi Sultan Şah için yaptırılan Alemşah Kümbeti, Anadolu Selçukluları’ndan Necibiddin Mustafa’nın karısı adına yaptırdığı Hoşkadem Camii ve 1492 yılında Şeyh Baba Yusuf tarafından yaptırılan Kurşunlu Camii şehrin diğer önemli tarihi eserleri.
Sivrihisar şehirle bütünleşmiş ve ilçenin medar-ı iftiharı olan Nasreddin Hoca’nın da doğum yeri. Türk halk mizahının büyük filozofu Nasreddin Hoca, 1208’de Sivrihisar’ın Hortu Köyü’nde doğdu. Mahallenin adı 1999’da Nasreddin Hoca olarak değiştirildi. Hoca’nın evi hâlen burada varlığını sürdürüyor. İki katlı ev, belediyeden anahtarı alınarak gezilebiliniyor. Hortu Köyü Sivrihisar’a 26 kilometre uzaklıkta.
Mahallede, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından bir de temsili Nasreddin Hoca evi yaptırılmış. Bu ev de halka açık.
Hoca’nın doğduğu evin Sivrihisar’da, türbesinin ise Akşehir’de bulunması iki ilçe arasında, Hoca’yı sahiplenme yönünde, sürekli bir tartışma ve gerginlik konusu olmuş. Sivrihisar Belediye Başkanı Yaşar Yurtdaş, şair Arif Nihat Asya’nın şu dizeleri ile aradaki buzları eritmek istediğini söylüyor: ‘Bir beşik kalmış Sivrihisar’da. Akşehir’de bir mezar. Sayesinde akraba olmuşlar Akşehir’le Sivrihisar.’
Bakanlar Kurulu Anadolu’da ilk kez Sivrihisar Zaimağa Konağı’nda, Atatürk’ün katılımıyla toplanmış. Konak, şehrin merkezinde yer alıyor. Restorasyon için Kültür ve Turizm Bakanlığı çalışmalara başlamış .Sivrihisar’da tarihi yapıların büyük bölümü şehir merkezi etrafında yapmıştır.Çok fazla efor sarfetmeden hepsini gezip görebilmek mümkün. Eğer gelmişken biraz da spor yapalım diyorsanız, ilçenin sivri kayalıkları tırmanmak için ideal. Kayalıklar üzerindeki Kayasaat’e tırmanarak buradan bölgeye kuşbakışı bakabilirsiniz.
Ankara, İzmir ve Eskişehir yollarının kesişme noktası olan Sivrihisar; Afyonkarahisar’a 120, Eskişehir’e 100, Ankara’ya 135, İstanbul’a 427, İzmir’e 448, Bursa’ya 250, Çanakkale’ye ise 520 kilometre uzaklıkta. İlçenin kendisine ait Sivrihisar birlik otobüsleri bulunmaktadır. Fakat yol üzerinde bulunduğu için Ankara’dan ve Eskişehir’den kalkan şehirlerarası otobüslerle Sivrihisar’a gidilebilir.
Bursa-Ankara karayolu ilçeden geçmektedir. Ayrıca Ankara’dan kalkıp İzmir, Afyonkarahisar, Kütahya, Eskişehir, Bursa, Balıkesir, Çanakkale gibi illere giden otobüsler Sivrihisar’dan geçmektedir.
Geleneksel yiyeceklerinin başında, arabaşı gelir. Un, tuz ve suyla yapılan ve tepsilere dökülüp soğuduktan sonra dilimlenen hamuru vardır.Yağlı tavuk ya da horoz suyu kaynatılarak içine limon, tuz, kurutulmuş biberle hazırlanan arabaşı suyu vardır. Hamur dilimleri tahta kaşıkla kaynar tavuk suyuna daldırılır ve yutulur. Hamuru suya kaçıran helva alır. Ayrıca buranın bir de “Bazlama” denilen ekmeği meşhurdur, bazlamanın pidesi de yapılır. Sivrihisar’ın aynı zamanda bamya çorbası, kelem (lahana) dolması ve un helvası meşhurdur. Bunun yanında meşhur bulgur pilavını ve yaprak sarmasını da unutmamak gerekir. Yaprak sarması ve kelem dolması “dene” ile yapılmaktadır. Dene:Bulgurun çok daha incesi. Ayrıca pırasa dolması, limonla birlikte servis edilirse mükemmel olur.Ama o da Kepen’in pırasasıyla olunca harikadır. Bir de Koçaş mahallesinin patlıcanını da unutmamak gerekir.